İnsanlar
beğendiği, hayranlık duyduğu, satın aldığı veya kullandıkları markaları, kendi
imajlarını ifade etmek için birer araç olarak görürler. Örneğin bir Mac
sahibiyseniz daha yaratıcı, tasarıma ve farklılığa önem veren biri olursunuz
ancak bir Microsoft işletim sistemli bir pc kullanıyorsanız işleve önem veren
birisinizdir vs. gibi örnekler çoğaltılabilir.
Bir
marka insanlara kendini ifade edici bir yarar sağladığından büyük olasılıkla müşterisi
ile arasında ki bağı güçlendirmiş olur.Günümüz reklamlarından bir örnek vermek
gerekirse Papia kağıt havlu reklamında,
üretim amaçlı ağaç kesmediği, üretimde kullanılmak üzere üretilen endüstriyel
ağaçları kullandığından bahsetmektedir. Bir tüketici market raflarında kağıt
havlu ihtiyacı için karar verme aşamasındayken Papia'yı seçmesine neden olan
içgüdü bu çevreci ruh ya da bir ihtiyacı giderirken ağaçlara zarar verilmediğinin
rahatlıcı hissi olabilir.Videoya bir göz atın.
SOSYAL YARAR İNSAN
İHTİYACIDIR.YARARLANIN!
Antropolojik bakış açısıyla bakıldığında, insanlar, tarihler boyunca içgüdüsel olarak bir grubun parçası
olmayı benimsemişlerdir.İlkel insanlardan günümüz modern sapienslerine kadar
her insan bir gruba ait olmayı, dünyayı ve hayatın zorluklarını tek başına
karşılamaktansa bir grupla, beraberlikle birlikte karşılamayı yeğlerler.Grubumuz
bizi tanımlar, bizim kim olduğumuzu, kimlerden olduğumuz kısmen karakterimizi
ve kişiliğimizi tanımlamakta bir belirleyici olur.Bu bizim içgüdümüz.Karşı
konulması zordur.!
Günümüzde büyük şirketler insan
ırkının bu içgüdüsel tavırlarını algılayıp buna göre stratejiler geliştirerek
önemli başarılar elde etmişlerdir. Bir grubun içinde yer almak önemlidir çünkü
bir kimlik ve aidiyet duygusu sağlar. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre
aidiyet hissi çok önemli bir ihtiyaçtır ve diğer birçok ihtiyaç(fizyolojik
ihtiyaçlar,barınma vs.) gibi karşılanması gerekir.
Bir örnek vermek gerekirse, ilk
olarak aklıma Harley Davidson kullanıcıları geliyor.Bu markanın tutkunları
hemen hemen her yerde birlikte geziler düzenler, birbirlerine ihtiyaçları konusunda
yardımcı olur, gezi güzergahları konusunda fikir birliğine varmak için
toplantılar düzenler vs. vs. gibi birçok konuda iletişime geçerler.Bu onlara
bir grubun içinde yer alma hazzı verir.Kendini özel hissettirir!Bu da oldukça
önemli bir insan gereksinimidir.
Bir
insan bir ürünü(markayı) sadece ihtiyacı doğrultusunda satın almaz. Paco Underhill
''Eğer mağazalara sadece bir şey satın almaya ihtiyacımız olduğunda ve yalnızca
planladığımız şeyi alsaydık ekonomi çökerdi'' demiş.Gerçekten öyle.Çünkü
insanlar bir markayı sadece ihtiyacı giderdiği için ya da gerektiği için satın
almazlar.
İnsanlar
markaları kullanarak bir dışa vurum, bir ifade biçimi olarak kullanırlar. Bir
farklılık, aynı markayı kullanan insanlarla birlikte bir aidiyet ihtiyacını
giderirler, kimlikleri tanımlamada kullanırlar, kendilerini ifade etmede
kullanırlar. Yapılan birçok antropolojik araştırma göstermiştir ki markalar
yalnızca işlevsel yararları için tercih edilmezler.Markalar sosyal ve duygusal
yararlar sağlarlar.Ünlü Antropolog Cheryl Swanson'un bir sözü vardır: ''
Markalar totemdir.Bizlere kültürdeki yerimiz hakkında hikayeler anlatırlar''.
Markalar
tüketicilerine ihtiyaçları dışında yarar sağlayan soyut varlıklardır. Fiziksel
ihtiyaçların yanı sıra sağladıkları sosyal ve duygusal yararlar markaları,
insanlar için vazgeçilmez kılar. Gerçek bir marka tüketicilerin kendilerinin
bile ihtiyaç duyduklarını bilmedikleri bir şeyler yaratan markalardır.
Bir
sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın :)
Kaynak: Debbie Millman / Marka Kültürü - David Aaker / Markalama Mediacat
Kaynak: Debbie Millman / Marka Kültürü - David Aaker / Markalama Mediacat